вторник, 8 апреля 2014 г.

Kube Nurhan Fidan ÇERKESLERİN ''KUTSAL EBEVEYNLERİNE'' : SEÇİM YAZISI!

01 Nisan 2014 Salı Saat 22:19
Şha’kuyı  bın wuiğaş’xako,  a’ laje  zı’tefağa?
Bakımsız perişan ailen mi var, bunca koşturmak niye?

  Türkiye diye anılan bu ülkede yaşayan Türkleri, Kürtleri, Lazları, Boşnakları,  Çerkesleri ve diğer her kimliği bal gibide ilgilendiren yerel seçimler nihayetlendi. Hiç öyle "yok biz Çerkesiz de, az uzak duralım, bizim işimiz başka, biz içerde bi arkadaşa bakmaya gelmiştik" kıvamında ki bilindik ezberlere girmeyelim. Bırakın en çok Çerkes nüfusun yaşadığı Türkiye'yi-Rusya'yı,  uzayda bile muhtarlık seçimi olacaksa bizi ilgilendirmeli-ilgilendirir.  Ne yani Çerkes kimliğimizle de, vatandaş kimliğimizle de irtibatlı olduğumuz bu coğrafyada olan biten her şeye müdahil olmayacağız da Hobbitlerin orta dünyasına mı müdahil olacağız?

Böyle garip gureba dürtükleme refleksleri gösteren kıymetli arkadaşlar herhalde şunu demek istiyorlar; "Türkiye'de seçim gündemine çok takıldınız, bu arada Çerkes gündemini askıya aldınız, haydi bırakın oyun oynaşı da işimize bakalım." E iyi de Çerkes milleti bu ülkeden bağımsız bir fanusta mı yaşıyor ki, bu dürtüklemeyi külliyen hak etsin? Birde "Çerkeslerin gündeminden koptunuz" diye fırça atanlar acaba hangi kurtarılmış bölgede yaşıyorlar da diğer "şuursuzları" hizalamaya çalışıyor diye düşünsek battal bir suç işlemiş olur muyuz?  Zaten Çerkes sorunu ile de ilgili olan "tasalı azınlık" bu türden siyasi yapılarda da faaliyet gösterenlerin içinden çıkıyor görüyoruz ki, yoksa uzaydan ihraç ediliyor falan değiller. Çoğunluğa tekabül eden "tasasızlarımız" ise zaten Çerkes sorunu veya değil, tüm toplumsal dönüşümleri, krizleri v.b çekirdek çitleyerek seyrediyor.

Bence  bu türden söylemlere itibar etmek bizi diğerlerinden daha iyi, daha cevval, daha şahane bir Çerkes yapmaz, ama daha vasat bir Çerkes yapar, bilelim.

Gelelim 2. kapışma alanımıza;  "Çerkesler niye Türkiye partilerine efor harcıyorlar, niye onlara çalışıyorlar, niye birbirini incitiyorlar?" sızlanması.

Duyanda, sanki hayatın her alanın da, eksiksiz-kolektif bir tavır sergiliyormuşuz da, sadece Türkiye de ki siyasi partiler ve seçimler söz konusu olduğunda ayrışma yaşayıp birbirimizi incitiyoruz zehabına kapılacak. Yahu aynı ailenin 3 kuşağı bile siyasi açıdan çok farklı tandanslara meylediyor, bunun için sert tartışmalar yaşıyorlar.  Bu coğrafyada kendi etnik kimliğimizle, çoğunluk iradesi ile oluşturduğumuz demokratik bir siyasi yapılanmamız, veya bir diaspora Khase (meclis) oluşumumuz henüz olmadığına göre, (ki bu reel durumu hep birlikte yaratmaya çalışmalıyız, o tamamen ayrı bir başlık) elbette kendi fikir - inanç dünyamızla uyumlu bulduğumuz bir siyasi yelpazede arzı endam edeceğiz şimdilik. Buna hayret etmek  manasız değil mi? 

Birde böylesi gündemlerde veya keskin toplumsal olaylarda daha fazla duyulan "Çerkesler bu zamanlarda ne yapmalı, ne yapmamalı?"  fetvacılarımız var. Allah onları başımızdan eksik etmesin. Onlar olmasa bu halkın kulağını olur olmaz zamanlarda çekip, hizalayacak feraset sahibi insanların sesini nasıl duyardık ki?  Öyle kolay mı sandınız siz, halkın yönünü yolunu tespit et, uğraş didin, saçını süpürge et, sonrada bu müptezel millet senin onca emeğini yok sayıp bildiğini okusun.  İşte fetvacılara ağır bir travma nedeni daha. Ama böyle zamanlarda infial edip, kızıp, bağırıp çağırmanın da işe yaramayacağını bildiklerinden, en isabetlisi orta volümde ve hocaefendi tadında az biraz fırça atmaktır cemaat ül Çerkese. Zira bu yöntem "demiş olmak" görevini ifa etmenin en hasarsız vaziyetidir. İkna olmayan yerde hayatın her türlüsü nasıl olurdu bilinmez ama, toplumu düşündürmenin- ilerletmenin- yol aldırmanın da, onun bunun kulağını çekmekle olmayacağı aşikar. 

Çerkes milletinin nöbetini tuttuğuna sahiden iman etmiş bu hizalayıcı insanlarımızı, aslında Türkiye de ki seküler- vesayetçi kesimin bir aynası olarak görmek belki de yanlış olmaz.

Onlarda bir türlü bu ''kalın kafalı'' halkı uyandıramayan halleriyle, kendisi için iyi olanı söyleyenlerin kıymetini anlamayan sıradan vatandaşları itip kakmıyorlar mı? Yerel seçim kıvamından çok referandum niteliğine dönmüş olan seçim sonuçlarını beğenmeyip,  orta zekalı milletin oyununa gelmiş olmakla şahlanıyorlar bu seferde. Bir kez olsun "acaba biz ne yanlış yapıyoruz da halkla ittifak kuramıyoruz" diyeceklerine, onları itip kakmayı tercih ediyorlar. Ve insanları, destekledikleri siyasi yelpazeyi sorgulamaktan bile uzak düşürüyorlar.  Hasılı, bu huysuz tavırları ile kendilerine yaramadıkları gibi, karşı tarafın hatalarının sorgulanmasını da engelliyorlar.

Çocukluk günlerimizde sokakta oyuna dalıp saati unuttuğumuzda ebeveynlerimizin bizleri eve çağırmalarına benzeyen "Haydi dağılın artık Çerkesler, işimize bakalım!"  tadında ki  sözleri,  21.yüzyılın ilk çeyreğinde yetişkinlere mühim bir argümanmış gibi sunmak, bu uygulamayı yapanları bir gün mahcup edebilir.

Комментариев нет:

Отправить комментарий